Ana içeriğe atla

Kayıtlar

Ağustos, 2017 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Ben İstanbul

Yağmurlu bir günde Galata'dan aşağı, ince dar yokuşlarından, dik merdivenlerinden aşağı, iniyordum. Yağmur sert değildi, hatrımda kalmış o tatlı İstanbul yağmuruydu. Her yerim sırılsıklam, Eylül ortasında işportacılar şemsiyelerini bulamamış olsalar gerek ki köşe başlarında o ucuz, şeffaf şemsiyeler yoktu. Tatlı bir uğultu yayılıyordu, sokaklarından şehrin, yağmur tanelerinin havayı delerek kaldırım taşlarına çarpmasından. Her şeye rağmen renkleri canlıydı İstanbul'un. Renklerin birbirine bu kadar mı yakışır diyebileceğim bir mekandan, yağmurun sesine rağmen, tanıdık bir şarkı yükseliyordu. An an şehri ve beni anımsatıyordu. Ses, soluk kesilmiş, şehrin düzenini andıran kaos bir anda insanların saçak altlarına saklamasıyla insanlar kaybolmuştu. Adeta tarifsiz bir boşluğun içinde, yağmurun o yumuşak elini omzumda hissederek, sırtımı sıvazlayışını düşündüm. Bunca yıldır, terk ettiğimden beridir şehri, duyduğum hasrete binaen, yağmur, adeta beni kucaklıyor, şehrin bağrına ba

Bu yazının adı yok

Şimdi buraya oturup sana methiyeler dizmenin bir anlamı yok. Sesimi duymadın. Yüzümü görmedin. Çoktandır belki de unutmuşsundur adımı, kim olduğumu. Yalana, boş söze hele ki hiç gerek yok. Alengirli beylik laflara da harcayacak zamanım yok. Bir çiçeğin koparılması gibiydi. Bir anda nefessiz kalmıştım sanki. Nereden geldiğini bilmediğim bir kılıç darbesiyle hayattan kopmuş, adeta tatlı bir sohbetin ortasında konuşurken soluğum kesilmiş, ışık kaybolmuştu. Düşünce ve his bir anda gitmiş yerini karanlığa bırakmıştı. Kendimi ansızın uzayda, karalığın orta yerinde, galaksinin güneş görmeyen noktasında bulmuştum. Tüm olasılıkları denesem de görsem de hiç yıldız yoktu. Susuz ve ızdırapsızdım, hissizdim.

Geçsem Otursam

Geçsem otursam Kız kulesinin tam karşısına Seyre dalsam Bir bir ansam seni Bil ki hala dudaklarımda Küçük bir tebessüm Ne zaman ansam seni

Şimdi Sen İstanbul Kokuyorsundur

Şimdi sen İstanbul kokuyorsundur Saçlarına çiçekler dolanmış Sarılsam bir dert  Sarılmasam... Kokunu alsam ölecekmişim gibi Derin bir özlem bu Düşüncesi dahi yakıyor damarlarımı Şimdi sen İstanbul kokuyorsundur Tenin İstanbul'un güneşine değer Farklı bir duygu bu Farklı bir gün batımına bakar gözlerin Bilinmezimi mavi yeşil boğazına gömer Şimdi sen İstanbul kokuyorsundur.