Neyseler birikmiş içimize. Derin bir nefes alıp devam ediyorum düşüncelere dalmaya. Takvim Kasıma değin uzanmışken İstanbul artık yavaş yavaş soğumaya devam ediyordu. Hava buz kokusu ciğerleri yakıyordu insanın. Sokaklarda kar kokusu, koca şehrin insanlarının ensesine vuran o kasvet yağmuru halini almış rüzgâr hala saçlarımda gamzeler oluşturabiliyordu. Çayın buharı, soğuğa karışırken, çay adeta bir sahne oluveriyordu. Çayın üzerinde bir balerin, kendini bir boşluğa tarmışçasına dans ediyordu. O Meçhulüm soru, köşe başlarını kolluyormuşçasına ara bir aklıma gelip gelip gidiyordu. Bundan sonra ne olacaktı? Bir sonraki şehir, bir sonraki duran kimdi? Hepsini boşverip geçmek geçerken içimden, şehrin bu hiç kesilmek bilmeyen sesi, kulaklarıma, bir fısıltı gibi devamı var diyebiliyordu.
Ziyaretiniz için teşekkürler. Yorumlarınızı bekliyoruz.
Yorumlar
Yorum Gönder
Yorum yaptığın için teşekkürler.